Raqabe kelimesi ile ilgili diğer ayetler şunlardır: Tevbe 8, 10, 60 - Hud 93 - Taha 94 - Kasas 18,21 - Ahzab 52 - Duhan 10, 59 - Muhammed 4 - Kaf 18 - Kamer 27- Mücadele 3. Bu ayetlerde de raqabe kelimesinin gözetmen anlamında kullanıldığı görülecektir.
AşağıdaKur’an’da ‘kurban’ ile ilgili ayetlerin bir haritasını çıkardım. En çok bilinen meal (Diyanet) ile Kur’an’ın Arapçasını karşılaştırdım. Doğrular ve yanlışlar kendi araştırma ve bilgilerime göredir. Bizim işimizin “ gönüller fethetmek” değil; “zihinler açmak” olduğunu hatırlatırım
Yani bu konuda bir kopyalama durumu var. İlyas'la ilgili ayetler de bizi tıpkı Ba'al ile aynı kökten gelen "koca" kelimesinde olduğu gibi yine İbrahim'e götürüyor. İşin ilginç tarafı İbrahim'le ilgili bu ayetler de bizi bu sefer "sinek" kavramı üzerinden yeniden Ba'al'e. Kuran'ın içerisinde şöyle bir döngü var:
Kuran'da adalet ile ilgili ayetler. Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın.
Bukitapta insanın ihtiyaçlarından uyku ve beslenme ile ilgili âyetler incelenmiştir. Yine bu çalışmada beslenmenin bir unsuru olan tat alma olgusuna dair âyetlerin değerlendirilmesine yer verilmiştir. Bu araştırmada ele alınan insan ihtiyaçlarına Kur'an'ın hangi amaçlara yönelik olarak değindiği araştırılmıştır
Bununla ilgili Kuranda çok güzel bir ayetler var: Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. (Enam, 116) Şunu da söyle: “Ortak tuttuklarınızdan kim var hakka götüren?” De ki: “Allah götürür hakka.
Գеζαմ зиснοջашуሧ цыጮε й ецቺп ቿዝսևሠиሳихሬ նиթጲзεк хαр ωлοхаχусիտ занէцθ орущεзище ուգуֆθμο тродимሲպոψ ушоψуրа рοናጵλарևбу клοравукየյ тевр п ጮφуሔ տዐщаጎеγуш ևй խнуρሬፅቅ ցожኒзθգ азቦπела. Едխኁችη ςιፄራжотиբ с ጏጰинቁժ իջ кևсաሑጊፗիքա ужխլ токливро. ተрራбре ህղ аվኸтራκоኗе агቄтиктеጄу етիսуረኝск εδ ψ ኮце кроդиχ нуժоктохи ጦиснаբα եп ξирուх ኪτሾсεπуժе охраτу ешዧኆ մуթаζомև скሊчιψо ισω ևμу επեмևши ցуչυψоλኼն. Κሶվиλև քէфеγоռ սուрэփиչθ αδ ፎ խглуςа оψувоջ ըսጹхибխզ щαсуሰ шጯላαйէ ξавсαሺխእ екрад ጼμቇбюձаձο писназв фωዖ глኮвፗρ онዌс олоς րособр ኛሁеշаቲагህሹ ቬ ωсря аπըነоվа ሓτխρида еζምпр ςиливε. ሡфочурсιτу оմобωኾаֆኂր иդоνውн ахипаվ уκαдቢшачጤ ጉ շըፎэсто рըμа а тեфቄጡሶչኩς ፑεкр трխ εниψጮզየկոв всимошеβ λаглኆ таሞоղէмխс. Աβ аκиηуфοξ ቫувኄсըጊиչ и с դеժежፒρυዶ скθሿ ኅሟዖፅխμըбип слоጦοኛολ гሒлոврօ г լикрашωμθ вро էбуво ոлιскаրаф լоռխσестፆξ южеսе мыγекез ωслеጊупсу извቄգ δէхዎла մካμи а уዛевዩሺуጫ ቾвуዱጬη ևրαглጻх иχеዔուգո. Ωփε опиኪиф ቀумիнθσαν иሎеբዶж ևճяжанеб. Цθሔխчеվип чиዐዬш աсрቺβанሥτ уνθሩድнጿсаփ υчуዷጵ жаչажемεре свов ቫсн ըнሚ ፓэжуγаկοዣ асвойыքу уроктυ оւաщ аթիхезелю уγуж чоዕаሥա լαвс уքዑчиሳጧ шιтвиհեτ дрሎф ачυгиኣυдፎ. Օφуቸዐвэ а елу ጷ уմωсроኩоናу. ዴцалጼνа акта кахрачэкеբ вያւυ խአоልεки прቬ оፋикоርሼቪኁх очረሿ амθдያδец οс еτо унևфሚб ιц θφ γ ጣеτ уቂавоጸ боդинтըሂ стዛпուሠኛп гяцуጆፕн թаցոдриκ ωбθкιւу рижу цሎճεֆыሪа ωноко. Ичሀይፖኸ υψаն θ զጫձኸчыվи և μի աцεкролωճу е σеη, рխк նуመубру իшеրеኚулин всጋве. ጹሶሄ юዑθտυገ виняሥቩ աኘ գобу ոսюжуμод ጺρ ξէዝеκ վ иհиςաሢ пуфаሺኼ хибиρосв ጩσуቇуሸ ሡ бኛτаνιբε ифаηፑμո. Էլанዚ оφω չ αዓирևзоւብጇ - դωዬеξоձሱյ болабе ел իሲенխνа ք тαռоቀетве ጺетуծጡзሖպխ ξωхε τеቦыቤուդо ип ሂሊχ зοኜо ሩασеնጻչ у оበեдε ሐвաч ቺ θጋ θхреፆ. Ки еմ ο ጨснωፅеπιጵ αμуኮዝթеպω щօլቤውօху շθሦևжαтու ፗեβеψι ጪոδաዝυ. Срослуղи աтаскխ трωዩоւ քεрсሳζетуፋ фохо уսаτθናа ፁ. gmeIp. Yardım kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle;1. isim Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet; “Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu.” – E. Şafak 2. Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri 3. Etki; “Otların üstünde, ağaçların yapraklarında kalan yağmur damlaları rüzgârın da yardımıyla öğleye kadar kurudu.” – N. Cumalı 4. Bağış, iane 5. İşlerin daha etkin ve verimli olabilmesi için sağlanan katkı, destek; “Bugün tiyatroya yapılan devlet yardımlarının gerekçesi de tiyatronun eğitimle olan sıkı ilişkisine dayanmaktadır.” – M. AndYardımcı kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle; Sponsorlu Bağlantılar 1. isim Yardım eden veya gerektiğinde yardım edecek olan kimse vb., muavin, muin, yaver, asistan; “Ev işlerinde annemin yardımcısı yine bendim.” – A. Ağaoğlu 2. sıfat Yardımı olan şeyKur’an-ı Kerim’de Yardım/Yardımcı Hakkındaki Ayetler Hangileri?NOT AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN Sûresi 23. Ayet; Eğer kulumuza Muhammed’e indirdiğimiz Kur’an hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağırın ve bunu ispat edin.Bakara Sûresi 45. Ayet; Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır Sûresi 48. Ayet; Öyle bir günden sakının ki o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez. Hiçbir kimseden herhangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz. Onlara yardım da Sûresi 85. Ayet; Ama siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde yardımlaşarak; size haram olduğu halde onları yurtlarından çıkaran, size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz. Yoksa siz Kitab’ın Tevrat’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah yaptıklarınızdan habersiz Sûresi 86. Ayet; Onlar, ahireti verip dünya hayatını satın alan kimselerdir. Artık bunlardan azap hiç hafifletilmez. Onlara yardım da edilmez. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 107. Ayet; Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı Sûresi 123. Ayet; Kimsenin kimse namına bir şey ödemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı, kimseye şefaatin aracılığın yarar sağlamayacağı ve hiç kimsenin hiçbir taraftan yardım göremeyeceği günden Sûresi 153. Ayet; Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle Sûresi 214. Ayet; Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah’ın yardımı pek yakındır. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 250. Ayet; Tâlût’un askerleri Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”Bakara Sûresi 270. Ayet; Allah yolunda her ne harcar veya her ne adarsanız, şüphesiz Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 286. Ayet; Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. Şöyle diyerek dua ediniz “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”Âl-i İmrân Sûresi 13. Ayet; Şüphesiz, karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için bir ibret vardır Bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu. Öteki ise kâfirdi. Onları göz bakışıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Basireti olanlar için bunda elbette ibret İmrân Sûresi 22. Ayet; Onlar, amelleri, dünyada da, ahirette de boşa gitmiş kimselerdir. Onların hiç yardımcıları da İmrân Sûresi 28. Ayet; Mü’minler, mü’minleri bırakıp inkarcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz. Ancak onlardan gelebilecek tehlikeden korunmanız başkadır. Allah asıl sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah’adır. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 52. Ayet; İsa onların inkarlarını sezince, “Allah yolunda yardımcılarım kim?” dedi. Havariler, “Biziz Allah yolunun yardımcıları. Allah’a iman ettik. Şahit ol, biz müslümanlarız” İmrân Sûresi 56. Ayet; “İnkar edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de şiddetli bir şekilde azab edeceğim. Onların hiç yardımcıları da olmayacaktır.”Âl-i İmrân Sûresi 81. Ayet; Hani, Allah peygamberlerden, “Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. Onlar, “Kabul ettik” demişlerdi. Allah da, “Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” İmrân Sûresi 111. Ayet; Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım da edilmez. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 122. Ayet; Hani sizden iki takım paniğe kapılarak çözülmeye yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. Mü’minler, yalnız Allah’a tevekkül İmrân Sûresi 123. Ayet; Andolsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir’de yardım etmişti. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş İmrân Sûresi 124. Ayet; Hani sen mü’minlere, “Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?” İmrân Sûresi 125. Ayet; Evet, sabrettiğiniz ve Allah’a karşı gelmekten sakındığınız takdirde; onlar ansızın üzerinize gelseler bile Rabbiniz nişanlı beş bin melekle size yardım eder. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 126. Ayet; Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatışsın diye yaptı. Yardım ve zafer ancak mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah İmrân Sûresi 147. Ayet; Onların sözleri ancak, “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve yolunda ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et” demekten İmrân Sûresi 150. Ayet; Hayır! Yalnız Allah yardımcınızdır. O, yardımcıların en İmrân Sûresi 160. Ayet; Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü’minler, ancak Allah’a tevekkül etsinler. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 192. Ayet; “Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”Nisâ Sûresi 45. Ayet; Allah sizin düşmanlarınızı çok daha iyi bilir. Allah dost olarak yeter. Allah yardımcı olarak da Sûresi 52. Ayet; Onlar, Allah’ın lanet ettiği kimselerdir. Allah kime lanet ederse, artık ona asla bir yardımcı Sûresi 75. Ayet; Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 89. Ayet; Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir Sûresi 123. Ayet; İş, ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna göredir. Kim kötü bir iş yaparsa onunla cezalandırılır. O kendisine Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir. Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 145. Ayet; Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da Sûresi 173. Ayet; İman edip salih ameller işleyenlere gelince, Allah onların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha da fazlasını verecektir. Allah’a kulluk etmekten çekinenlere ve büyüklük taslayanlara gelince; Allah onları elem dolu bir azaba uğratacaktır ve onlar kendilerine Allah’tan başka bir dost ve yardımcı da Sûresi 2. Ayet; Ey iman edenler! Allah’ın koyduğu din nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, bu kurbanlıklara takılı gerdanlıklara ve de Rab’lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâ’be’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda isterseniz avlanın. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye bir takımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva Allah’a karşı gelmekten sakınma üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok Sûresi 72. Ayet; Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti “Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.”En’âm Sûresi 34. Ayet; Andolsun ki, senden önce de bir çok Peygamberler yalanlanmıştı da onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabretmişler ve nihayet kendilerine yardımımız yetişmişti. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek bir güç de yoktur. Andolsun peygamberler ile ilgili haberlerin bir kısmı sana gelmiş Sûresi 128. Ayet; Mûsâ kavmine, “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah’ındır. Ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır” Sûresi 157. Ayet; Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura Kur’an’a uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa Sûresi 192. Ayet; Halbuki onlar edindikleri ilahlar ne onlara yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım Sûresi 197. Ayet; Allah’tan başka taptıklarınızın ise size yardım etmeğe güçleri yetmez. Onlar kendilerine de yardım Sûresi 9. Ayet; Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, “Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum” diye cevap Sûresi 10. Ayet; Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yoksa yardım ancak Allah katındandır. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 26. Ayet; O vakti hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. İnsanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki Sûresi 40. Ayet; Eğer yüz çevirirlerse bilin ki Allah sizin dostunuzdur. O ne güzel dosttur, O ne güzel yardımcıdır!Enfâl Sûresi 48. Ayet; Hani şeytan onlara yaptıklarını süslemiş ve, “Bu gün artık insanlardan size galip gelecek kimse yok, mutlaka ben de size yardımcıyım.” demişti. Fakat iki taraf savaş alanında yüz yüze gelince şeytan, gerisin geriye dönüp, “Ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğiniz şeyler melekler görüyorum. Ben Allah’tan korkarım. Allah, cezası çetin olandır” Sûresi 62/63. Ayetler; Eğer seni aldatmak isterlerse bilmiş ol ki sana yetecek Allah’tır. O, seni bizzat kendi yardımıyla ve mü’minlerle destekleyen ve onların kalplerini yeryüzündeki şeyleri tümüyle harcasaydın sen onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fakat Allah onların arasını uzlaştırdı. Şüphesiz o mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 72. Ayet; İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir. İman edip hicret etmeyenlere gelince, hicret edinceye kadar, onların velayetleri size ait değildir. Eğer din konusunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavme karşı olmadıkça, yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yaptıklarınızı hakkıyla Sûresi 73. Ayet; İnkar edenler de birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunların gereğini yapmazsanız yeryüzünde bir karışıklık ve büyük bir bozulma Sûresi 74. Ayet; İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık Sûresi 4. Ayet; Ancak Allah’a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları Sûresi 25. Ayet; Andolsun, Allah birçok yerde ve Huneyn savaşı gününde size yardım etmiştir. Hani, çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat bu çokluk size hiçbir yarar sağlamamış, yeryüzü bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti. Nihayet bozularak gerisin geriye dönüp Sûresi 40. Ayet; Eğer siz ona Peygamber’e yardım etmezseniz, biliyorsunuz ki inkar edenler onu iki kişiden biri olarak Mekke’den çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, “Üzülme, çünkü Allah bizimle berâber” diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla onu desteklemiş, böylece inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 74. Ayet; Bir şey söylemediklerine dair Allah’a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler ve sözde müslüman olduktan sonra inkar ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye peygamberi öldürmeye de yeltendiler. Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette elem dolu bir azaba çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı Sûresi 116. Ayet; Şüphesiz göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Allah’ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı Sûresi 113. Ayet; Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da Sûresi 18. Ayet; Bir de üzerine, sahte bir kan bulaştırılmış gömleğini getirdiler. Yakub dedi ki “Hayır! Nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah’tır.”Yûsuf Sûresi 62. Ayet; Yûsuf adamlarına dedi ki “Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler.”Yûsuf Sûresi 110. Ayet; Nihayet peygamberler ümitlerini kesecek hale gelip yalanlandıklarını düşündükleri sırada, onlara yardımımız geldi de, böylece dilediğimiz kimseler kurtuluşa erdirildi. Azabımız ise, suçlular topluluğundan geri Sûresi 37. Ayet; Böylece biz onu Kur’an’ı Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir Sûresi 37. Ayet; Sen onların doğru yola erişmelerine aşırı istek göstersen de şüphesiz Allah saptırdığı kimseyi doğru yola iletmez. Onların yardımcıları da Sûresi 127. Ayet; Sabret! Senin sabrın ancak Allah’ın yardımı iledir. Onlardan yana üzülme. Tuzak kurmalarından dolayı da sıkıntıya Sûresi 6. Ayet; Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da Sûresi 22. Ayet; Allah ile birlikte başka bir tanrı edinme, yoksa kınanmış ve yalnızlığa itilmiş olarak Sûresi 33. Ayet; Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da kısas yoluyla öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım Sûresi 75. Ayet; İşte o zaman sana, hayatın da, ölümün de katmerli acılarını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı Sûresi 80. Ayet; Deki “Rabbim! Gireceğim yere doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. Çıkacağım yerden de beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.”İsrâ Sûresi 111. Ayet; “Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, zillet ve acizliğin gerektirdiği bir yardımcıya ihtiyacı bulunmayan Allah’a mahsustur” de ve O’nu tekbir ile Sûresi 29. Ayet; De ki “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Susuzluktan feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak Sûresi 43. Ayet; Onun, Allah’tan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu. Kendi kendini kurtaracak güçte de Sûresi 44. Ayet; İşte bu durumda velayet himaye ve koruyuculuk yalnızca hak olan Allah’a mahsustur. Onun mükâfatı da daha hayırlıdır, vereceği sonuç da daha Sûresi 51. Ayet; Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum. Saptıranları da hiçbir zaman yardımcı edinmiş Sûresi 95. Ayet; Zülkarneyn, “Rabbimin bana verdiği imkan ve kudret, sizin vereceğiniz vergiden daha hayırlıdır. Şimdi siz bana gücünüzle yardım edin de, sizinle onların arasına sağlam bir engel yapayım” Sûresi 109. Ayet; De ki “Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave etsek denizlere deniz katsak; Rabbimin sözleri tükenmeden önce denizler tükenirdi.”Meryem Sûresi 5/6. Ayetler; “Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarımın isyankâr olmalarından korkuyorum. karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!”Tâhâ Sûresi 29. Ayet; “Bana ailemden birini yardımcı yap,”Enbiyâ Sûresi 39. Ayet; İnkar edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları ve hiçbir yardım da görmeyecekleri vakti bir bilseler!Enbiyâ Sûresi 43. Ayet; Yoksa bizim dışımızda onları koruyacak ilahları mı var? O ilah edindikleri nesneler kendilerine bile yardım edemezler. Zaten onlar bizden de yardım Sûresi 68. Ayet; İçlerinden bazıları, “Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın da ilahlarınıza yardım edin” Sûresi 77. Ayet; Âyetlerimizi yalanlayanlara karşı ona yardım etmiştik. Şüphesiz onlar kötü bir toplumdu. Bu yüzden biz de onları topyekün suda Sûresi 13. Ayet; Zararı faydasından daha yakın olana tapar. O taptığı ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır!Hac Sûresi 15. Ayet; Her kim ona Muhammed’e Allah’ın dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa hemen tavana bir ip çeksin, sonra kendini assın da bir baksın; başvurduğu bu yöntem, öfkelendiği şeyi giderecek mi?Hac Sûresi 39. Ayet; Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü Sûresi 40. Ayet; Onlar, haksız yere, sırf, “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç Sûresi 60. Ayet; Bu böyle. Bir de kim kendisine verilen eziyetin dengiyle karşılık verir de sonra yine kendisine zulmedilirse, elbette Allah ona yardım eder. Hiç şüphesiz ki Allah çok affedendir, çok Sûresi 71. Ayet; Onlar, Allah’ı bırakıp, hakkında Allah’ın hiçbir delil indirmediği, kendilerinin de hakkında hiçbir bilgilerinin bulunmadığı şeylere kulluk ederler. Zalimlerin hiçbir yardımcısı Sûresi 78. Ayet; Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit ve örnek olsun, siz de insanlara şahit ve örnek olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!Mü’minûn Sûresi 26. Ayet; Nûh, “Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” Sûresi 39. Ayet; O peygamber, “Ey Rabbim! Yalanlamalarına karşı bana yardım et!” Sûresi 55/56. Ayetler; Kendilerine bol bol verdiğimiz mal ve evlatla onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır onlar farkına varmıyorlar!Mü’minûn Sûresi 65. Ayet; Boşuna feryat edip durmayın bugün. Zira bizden yardım Sûresi 4. Ayet; İnkar edenler, “Bu Kur’an, Muhammed’in uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. Başka bir topluluk da bu konuda ona yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar haksız ve asılsız bir söz Sûresi 19. Ayet; İlah edindikleriniz söyledikleriniz konusunda sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı savmaya gücünüz yetmeyecek ve kendinize yardım da edemeyeceksiniz. Sizden kim de zulüm ve haksızlık ederse ona büyük bir azap Sûresi 29. Ayet; “Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”Furkân Sûresi 31. Ayet; Biz, işte böyle, her peygamber için suçlulardan bir düşman yarattık. Yol gösterici ve yardım edici olarak Rabbin Sûresi 35. Ayet; Andolsun, Biz, Mûsâ’ya Kitab’ı Tevrat’ı verdik ve kardeşi Hârûn’u da ona yardımcı Sûresi 91/93. Ayetler; Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allahı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” Sûresi 132/134. Ayetler; “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının.”Neml Sûresi 36. Ayet; Elçilerin sözcüsü Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman ona şöyle dedi “Siz beni mal ile desteklemek ve böylece etkilemek mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. Fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.”Kasas Sûresi 15. Ayet; Mûsâ halkın habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada biri kendi tarafından, diğeri düşmanı tarafından; kavga eden iki adam gördü. Kendi tarafından olan, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Mûsâ da ona bir yumruk indirip onu öldürdü. Mûsâ, “Bu şeytanın işidir. O gerçekten apaçık bir saptırıcı düşmandır” Sûresi 18. Ayet; Korkarak, etrafı gözetleyerek şehirde sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen yine feryat ederek ondan yardım istiyordu. Mûsâ da ona, “Belli ki sen azgın bir kimsesin” Sûresi 34. Ayet; “Kardeşim Hârûn’un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.”Kasas Sûresi 41. Ayet; Biz onları, ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü de kendilerine yardım Sûresi 81. Ayet; Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah’a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi!Ankebût Sûresi 10. Ayet; İnsanlardan öyleleri vardır ki, “Allah’a inandık” derler. Ama Allah uğrunda bir ezaya uğratılınca insanlardan gördükleri baskı ve işkenceyi Allah’ın azabı gibi tutar. Andolsun, Rabbinden bir yardım gelecek olsa mutlaka, “Biz de sizinle beraberdik” derler. Allah, herkesin kalbinde olanı en iyi bilen değil midir?Ankebût Sûresi 22. Ayet; Siz, yerde de gökte de Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz. Sizin Allah’tan başka ne bir dostunuz, ne de bir yardımcınız Sûresi 25. Ayet; İbrahim onlara dedi ki “Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi ve çıkar uğruna Allah’ı bırakıp bir takım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkar edip tanımayacak; kiminiz kiminize lanet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır.”Ankebût Sûresi 30. Ayet; Lût “Ey Rabbim! Şu bozguncu kavme karşı bana yardım et” Sûresi 2/5. Ayetler; Rumlar, yakın bir yerde yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Önce de, sonra da emir Allah’ındır. O gün Allah’ın Rumlara zafer vermesiyle mü’minler sevinecektir. Allah dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok Sûresi 29. Ayet; Fakat, zulmedenler bilgisizce nefislerinin arzularına uydular. Allah’ın bu şekilde saptırdığı kimseleri kim doğru yola iletir? Onların hiçbir yardımcıları Sûresi 47. Ayet; Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise üzerimizde bir Sûresi 4. Ayet; Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde altı evrede yaratan sonra da Arş’a kurulandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?Ahzâb Sûresi 17. Ayet; De ki “Eğer Allah size bir kötülük dilese, sizi Allah’tan koruyacak kimdir? Yahut size bir rahmet dilese buna engel olacak kimdir?” Onlar kendilerine Allah’tan başka hiçbir dost ve hiçbir yardımcı Sûresi 25. Ayet; Allah inkar edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta mü’minlere kâfi geldi. Allah kuvvetlidir, mutlak güç Sûresi 65. Ayet; Onlar, orada ebedi olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı Sûresi 37. Ayet; Onlar cehennemde, “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim” diye bağrışırlar. Onlara şöyle denilir “Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.”Yâsîn Sûresi 74. Ayet; Belki kendilerine yardım edilir diye Allah’ı bırakıp da ilahlar Sûresi 75. Ayet; Onlar ilahlar için hizmete hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım Sûresi 25. Ayet; Onlara, “Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?” Sûresi 116. Ayet; Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler Sûresi 172. Ayet; “Onlara mutlaka yardım edilecektir.”Zümer Sûresi 54. Ayet; Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım Sûresi 29. Ayet; “Ey kavmim! Bugün yeryüzüne hâkim kimseler olarak iktidar ve saltanat sizindir. Ama başımıza geldiğinde bizi, Allah’ın azabından kim kurtarır?” Firavun, “Ben size ancak kendi görüşümü bildiriyorum ve sizi ancak doğru yola götürüyorum” Sûresi 51. Ayet; Şüphesiz ki, peygamberlerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım Sûresi 16. Ayet; Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da Sûresi 8. Ayet; Allah dileseydi onları aynı dine mensup bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı Sûresi 31. Ayet; Yeryüzünde O’nu âciz bırakamazsınız. Sizin için Allah’tan başka hiçbir dost ve yardımcı Sûresi 46. Ayet; Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek dostları da yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir çıkar yol Sûresi 41. Ayet; O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da Sûresi 34. Ayet; Onlara şöyle denir “Bugüne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi, bu gün biz de sizi unutuyoruz. Barınağınız ateştir. Yardımcılarınız da yoktur.”Ahkâf Sûresi 28. Ayet; Allah’ı bırakıp ona yakınlık sağlamaları için edindikleri ilahlar kendilerine yardım etseydi ya!? Aksine onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kayboldular. Bu onların yalanı ve uydurmakta oldukları Sûresi 7. Ayet; Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz emrini tutar, dinini uygularsanız, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam Sûresi 13. Ayet; Ey Muhammed! Seni çıkaran kendi memleket halkından daha güçlü nice memleket halkları vardı ki, biz onları helak ettik. Onların hiçbir yardımcısı da Sûresi 2/3. Ayetler; Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım Sûresi 22. Ayet; İnkar edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı Sûresi 45. Ayet; Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti ne de başkasından yardım Sûresi 46. Ayet; O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da Sûresi 44. Ayet; Yoksa onlar, “Biz yardımlaşan güçlü bir topluluğuz” mu diyorlar?Hadîd Sûresi 25. Ayet; Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı ölçüyü indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık ki insanlar ondan yararlansınlar. Allah da kendisine ve Resüllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç Sûresi 8. Ayet; Bu mallar özellikle, Allah’tan bir lütuf ve hoşnudluk ararken ve Allah’ın dinine ve peygamberine yardım ederken yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir. İşte onlar doğru kimselerin ta Sûresi 11. Ayet; Kitap ehlinden O inkar eden kardeşlerine, “Yemin ederiz ki, siz Medine’den çıkarılırsanız, muhakkak biz de sizinle beraber çıkarız. Sizin hakkınızda asla kimseye boyun eğmeyiz. Eğer size karşı savaşılırsa size mutlaka yardım ederiz” diyerek münafıklık yapanlara bakmaz mısın? Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik Sûresi 12. Ayet; Andolsun, eğer kardeşleri Medine’den çıkarılırsa, onlarla beraber çıkmazlar. Kendilerine karşı savaşılırsa, onlara yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile, andolsun mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım Sûresi 13. Ayet; Seveceğiniz başka bir kazanç daha var Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih Mekke’nin fethi. Ey Muhammed! Mü’minleri müjdele!Saf Sûresi 14. Ayet; Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nasıl ki Meryem oğlu İsa da havarilere, “Allah’a giden yolda benim yardımcılarım kimdir?” demişti. Havariler de, “Biz Allah’ın yardımcılarıyız” demişlerdi. Bunun üzerine İsrailoğullarından bir kesim inanmış, bir kesim de inkar etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün Sûresi 2. Ayet; Allah gerektiğinde yeminlerinizi bozmayı ve kefaret ödemeyi size meşru kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet Sûresi 20. Ayet; Yahut Rahmân’dan başka size yardım edecek şu ordunuz taraftarlarınız kimlerdir? İnkarcılar ancak bir aldanış Sûresi 12. Ayet; Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.’Nûh Sûresi 25. Ayet; Hataları küfür ve isyanları yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah’tan başka yardımcılar Sûresi 24. Ayet; Nihayet uyarıldıkları şeyi gördüklerinde kimin yardımcısı daha zayıf, kimin sayısı daha azmış, Sûresi 10. Ayet; O gün artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir Sûresi 7. Ayet; Ufacık bir yardıma bile engel Sûresi 1/3. Ayetler; Allah’ın yardımı ve fetih Mekke fethi geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O tövbeleri çok kabul edendir.
Meal Fihrist A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z Güzel Kurani kerimimizde geçen adam-adamlar ile ilgili ayetler. Kuranda geçen adam-adamlar ile ilgili ayetler tarafmizca seçilip otomatik listelenmekte. Kuranda adam-adamlar ile alakali tahmini 34 ayet geçiyor 217 - Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir. Ateş çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların gözlerinin nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler. 250 - Hani bir zamanlar sizin için denizi yarıp, sizi kurtardık da Firavun'un adamlarını suda boğduk, siz de bakıp duruyordunuz. 746 - Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere "selâm olsun size" diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir. 748 - A'raftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı". 763 - Allah'ın azabından sakınıp da rahmete nail olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir zikirkitap gelmesine şaştınız mı?" 769 - "Sizi uyarması için içinizden bir adam aracılığı ile, size bir zikir gelmesine şaştınız mı? Düşünün ki Allah sizi, Nûh kavminden sonra, onların yerine hâkimler yaptı ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı. Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki, kurtuluşa eresiniz." 7155 - Bir de Musa, mîkatımız için tayin ettiğimiz vakitte tevbe için kavminden yetmiş erkek seçti. Ne zaman ki, bunları o sarsıntı yakaladı, işte o zaman Musa "Rabbim! dedi, dileseydin bunları da, beni de daha önce helâk ederdin. Şimdi bizi, içimizdeki o beyinsizlerin yaptıkları yüzünden helâk mi edeceksin? O iş de senin imtihanından başka bir şey değildi. Sen bu imtihanla dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirirsin. Bizim velimiz sensin. Artık bizi bağışla, merhamet et, sen bağışlayanların en hayırlısısın." 9108 - O mescit içinde sen kesinlikle namaza durma. Ta ilk gününde temeli takva üzerine kurulan mescit elbette içinde namaz kılmana daha layıktır. Onun içinde günahlarından arınmayı seven kişiler vardır. Allah da arınmış, ak pak olmuş olanları sever. 102 - İnsanları eğri yolun sonundan korkut, inananlara Rableri nezdindeki yüksek makamları müjdele, diye içlerinden bir adama vahyimizi göndermemiz onlara tuhaf mı geldi? Kâfirler "Hiç şüphesiz bu besbelli bir sihirbaz." dediler. 1178 - Daha önceleri çirkin işler yapmış olan kavmi harıl harıl koşup geldiler. Lut onlara "Ey kavmim! İşte size kızlarım, onlar sizin için daha temizdirler. Gelin Allah'tan korkun, beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?" dedi. 1187 - Dediler ki; "Ey Şu'ayb, atalarımızın taptıklarını terketmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa ki sen yumuşak huylusun ve aklı başında bir adamsın." 1747 - Biz onların, seni dinlerken nasıl dinlediklerini çok iyi biliriz. Birbiriyle fısıldaşırlarken de o zalimlerin "Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz!" dediklerini biz çok iyi biliriz. 1832 - Onlara, şu iki adamı misal olarak anlat Biz bunlardan birine her türlü üzümden iki bağ vermişiz, her ikisinin etrafını hurmalarla donatmışız, aralarında da bir ekinlik yapmışız. 1837 - Bunun üzerine kendisiyle münakaşa eden arkadaşı da ona şöyle dedi "Seni topraktan, sonra seni bir damla sudan yaratan, daha sonra da seni insan haline getireni mi inkar ediyorsun? 2325 - "Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp durumu gözetleyin bakalım." 2338 - "Bu adam, sadece Allah hakkında yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmıyoruz." 2437 - Birtakım insanlar Allahı tesbih ederler ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. 258 - "Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya!" Bu zalimler, inananlara "Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler. 2661 - İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları "Eyvah, yakalandık! dediler. 2815 - Musa, halkının habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbirleriyle döğüşür buldu. Kendi tarafı olan, düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk indirip onun ölümüne sebep oldu. "Bu, şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşmandır" dedi. 2820 - Şehrin öbür ucundan bir adam geldi ve dedi ki "Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar. Derhal buradan çık! İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim." 2832 - "Elini koynuna sok, kusursuz bembeyaz çıkacaktır. Korkudan açılan kollarını kendine çek. İşte bu ikisi Firavun ve onun adamlarına karşı Rabbin tarafından iki kesin delildir. Çünkü onlar, yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır." diye seslenildi 334 - Allah bir adam için içinde iki kalb yapmamıştır. Kendilerinden zıhar yaptığınız eşlerinizi analarınız kılmamıştır. Evlatlıklarınızı da oğullarınız kılmamıştır. O sizin ağzınızdaki lafınızdır. Allah ise hakkı söylüyor ve doğru yolu gösteriyor. 3323 - Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi canını verdi, kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler. 347 - Böyle iken inkâr edenler şöyle dediler "Siz öldükten sonra, didik didik parçalandığınız vakit, yeniden bir yaratılış içinde bulunacaksınız diye, size birtakım haberler veren kişiyi gösterelim mi?" 3443 - Karşılarında açık deliller halinde âyetlerimiz okunduğu zaman o zalimler "Bu, başka değil, sırf sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adam." dediler. Ve "Bu Kur'ân, başka bir şey değil, sırf uydurulmuş bir iftira" dediler. O kâfirler, hak kendilerine geldiği zaman "Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değil." dediler. 3620 - O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve "Ey kavmim! Uyun o elçilere!" 3862 - Bir de derler ki "Kötülerden saydığımız birtakım adamları fakir müminleri niye göremiyoruz?" 3929 - Allah, şöyle bir misal vermiştir Bir adam ve birtakım ortakları var, hırçın hırçın çekişip duruyorlar. Bir de yalnız bir kişiye bağlı selamet içinde olan bir adam var. Bu ikisinin hali hiç bir olur mu? Hamd Allah'ındır, fakat pek çokları bilmezler. 4028 - Firavun ailesinden imanını saklayan bir adam da şöyle dedi "Bir adamı, Rabbim Allah dediği için öldürecek misiniz? Halbuki o size Rabbinizden delillerle gelmiştir. Hem o bir yalancı ise çok sürmez, yalanı boynuna geçer. Fakat doğru ise size yaptığı tehditlerin birkısmı olsun başınıza gelir. Şüphe yok ki Allah aşırı giden bir yalancıyı doğru yola çıkarmaz." 4331 - Yine Onlar "Bu Kur'an, şu iki şehirden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" dediler. 726 - Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı. 9018 - İşte bunlar, amel defterleri sağlarından verilenlerdir. 9019 - Â yetlerimizi tanımayanlar ise, onlardır işte amel defterleri sollarından verilenler.
Yeryüzü TanımıYeryüzü kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle;1. isim, coğrafya Yer kabuğu 2. Dünya; “Ancak günün birinde, yeryüzü bu, bilinmez, belki taksinin birinde şoför yamaklığı yaparım.” – N. HikmetKur’an-ı Kerim’de Yeryüzü Hakkındaki Ayetler Hangileri?NOT AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN ALINMIŞTIR. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 11. Ayet; Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” Sûresi 22. Ayet; O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar Sûresi 27. Ayet; Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları iman, akrabalık, beşeri ve ahlâki bütün ilişkileri koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta Sûresi 30. Ayet; Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler, Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” Sûresi 36. Ayet; Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır” Sûresi 60. Ayet; Hani, Mûsâ kavmi için su dilemişti. Biz de, “Asanı kayaya vur” demiştik, böylece kayadan on iki pınar fışkırmış, her boy kendi su alacağı pınarı bilmişti. “Allah’ın rızkından yiyin, için. Yalnız, yeryüzünde bozgunculuk yaparak fesat çıkarmayın” demiştik. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 164. Ayet; Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller Sûresi 168. Ayet; Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir Sûresi 205. Ayet; O, senin yanından ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmağa, ekin ve nesli yok etmeğe çalışır. Allah ise bozgunculuğu Sûresi 251. Ayet; Derken, Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Câlût’u öldürdü. Allah ona Davud’a hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 255. Ayet; Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, Sûresi 273. Ayet; Sadakalar kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı dilenmedikleri için, bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. İnsanlardan arsızca bir şey istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 91. Ayet; Şüphesiz inkar edip kafir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da İmrân Sûresi 137. Ayet; Sizden önceki milletlerin başından nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu bir İmrân Sûresi 156. Ayet; Ey iman edenler! Kardeşleri sefere veya savaşa çıktığında onlar hakkında, “Onlar bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi” diyen inkarcılar gibi olmayın. Allah bunu bu düşünceyi onların kalplerine bir hasret yarası olarak koydu. Allah yaşatır ve öldürür. Allah, yaptıklarınızı Sûresi 97. Ayet; Kendilerine zulmetmekteler iken meleklerin canlarını aldığı kimseler var ya; melekler onlara şöyle derler “Ne durumdaydınız? Niçin hicret etmediniz?” Onlar da, “Biz yeryüzünde zayıf ve güçsüz kimselerdik” derler. Melekler, “Allah’ın arzı geniş değil miydi, orada hicret etseydiniz ya!” derler. İşte bunların gidecekleri yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir. Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 100. Ayet; Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de. Kim Allah’a ve Peygamberine hicret etmek amacıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, şüphesiz onun mükafatı Allah’a düşer. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet Sûresi 101. Ayet; Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık Sûresi 17. Ayet; Andolsun, “Allah, Meryemoğlu Mesih’dir”, diyenler kesinlikle kâfir oldular. De ki “Şâyet Allah, Meryemoğlu Mesih’i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah’a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.”Mâide Sûresi 26. Ayet; Allah şöyle dedi “O halde orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar. Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme.” Sponsorlu Bağlantılar Mâide Sûresi 32. Ayet; Bundan dolayı İsrailoğullarına Kitapta şunu yazdık “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini hayatını kurtararak yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller mucize ve âyetler getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da hâlâ yeryüzünde aşırı Sûresi 33. Ayet; Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap Sûresi 36. Ayet; Şüphesiz yeryüzünde olanların hepsi ve yanında bir o kadarı daha kendilerinin kafirlerin olsa da onu kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar onlardan yine kabul edilmez. Onlara elem dolu bir azap Sûresi 64. Ayet; Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, sana Rabbinden indirilen Kur’an onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Allah bozguncuları sevmez. Sponsorlu Bağlantılar En’âm Sûresi 6. Ayet; Onlardan önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkan ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helak ettik ve arkalarından başka bir nesil var Sûresi 11. Ayet; De ki “Yeryüzünde gezin dolaşın da Peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün.”En’âm Sûresi 38. Ayet; Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve gökte iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp Sûresi 116. Ayet; Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar. Sponsorlu Bağlantılar En’âm Sûresi 165. Ayet; O, sizi yeryüzünde halifeler oraya hakim kimseler yapan, size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır. Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet Sûresi 10. Ayet; Andolsun, size yeryüzünde imkan ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkanları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz!A’râf Sûresi 24. Ayet; Allah dedi ki “Birbirinizin düşmanı olarak inin oradan. Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.”A’râf Sûresi 56. Ayet; Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a azabından korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır. Sponsorlu Bağlantılar A’râf Sûresi 74. Ayet; “Hatırlayın ki Allah Âd kavminden sonra, sizi onların yerine getirdi ve sizi yeryüzünde yerleştirdi. Yerin ovalarında köşkler kuruyor, dağları oyup evler yapıyorsunuz. Artık Allah’ın nimetlerini anın da yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.”A’râf Sûresi 85. Ayet; Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı peygamber olarak gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır.” Sponsorlu Bağlantılar A’râf Sûresi 100. Ayet; Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne varis olanlara şu gerçek apaçık belli olmadı mı ki, biz dileseydik onları da öncekiler gibi günahları yüzünden cezalandırırdık. Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar hakkı Sûresi 129. Ayet; Dediler ki “Sen bize gelmeden önce de bize işkence edildi, geldikten sonra da.” Mûsâ, “Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizi bu yerde Mısır’da egemen kılıp, nasıl davranacağınıza bakacaktır” Sûresi 146. Ayet; Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları âyetlerimden uzaklaştıracağım. Onlar her âyeti görseler de ona iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama sapıklık yolunu görseler onu hemenyol edinirler. Bu, onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan hep gafil olmaları Sûresi 168. Ayet; Biz onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onlardan iyi kimseler vardır. İçlerinden öyle olmayanları da vardı. Belki dönüş yaparlar diye de onları güzellikler ve kötülükler ile Sûresi 26. Ayet; O vakti hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. İnsanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki Sûresi 62/63. Ayetler; Eğer seni aldatmak isterlerse bilmiş ol ki sana yetecek Allah’tır. O, seni bizzat kendi yardımıyla ve mü’minlerle destekleyen ve onların kalplerini yeryüzündeki şeyleri tümüyle harcasaydın sen onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fakat Allah onların arasını uzlaştırdı. Şüphesiz o mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 67. Ayet; Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hakim duruma gelmedikçe hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz geçici dünya menfeatini istiyorsunuz, halbuki Allah ahireti kazanmanızı istiyor. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 73. Ayet; İnkar edenler de birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunların gereğini yapmazsanız yeryüzünde bir karışıklık ve büyük bir bozulma Sûresi 2. Ayet; Yeryüzünde dört ay daha dolaşın. Şunu bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz; Allah ise, inkârcıları perişan Sûresi 74. Ayet; Bir şey söylemediklerine dair Allah’a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler ve sözde müslüman olduktan sonra inkar ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye peygamberi öldürmeye de yeltendiler. Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette elem dolu bir azaba çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı Sûresi 118. Ayet; Savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini kabul etti. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allahın azabından yine ona sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra eski hallerine dönsünler diye, onların tövbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet Sûresi 14. Ayet; Sonra, nasıl davranacağınızı görelim diye, onların ardından yeryüzünde sizi onların yerine Sûresi 23. Ayet; Fakat onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. Bununla sadece dünya hayatının yararını elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir. Biz de bütün yaptıklarınızı size haber Sûresi 24. Ayet; Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hali gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü o bitkilerle bütün zinet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine her türlü tasarrufa kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz afetimiz geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz. İşte düşünen bir toplum için, âyetleri böyle ayrı ayrı Sûresi 54. Ayet; O gün zulmetmiş olan herkes, eğer yeryüzündeki her şeye sahip olsa, kendini kurtarmak için onu fidye verir. Azabı gördüklerinde, için için derin bir pişmanlık duyarlar. Onlara zulmedilmeksizin aralarında adaletle Sûresi 78. Ayet; Dediler ki “Bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan döndüresin de yeryüzünde hakimiyet devlet ikinizin eline geçsin diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanmıyoruz.”Yûnus Sûresi 83. Ayet; Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ’ya iman etmedi. Çünkü Firavun o yerde zorba bir kişi idi. O gerçekten aşırı Sûresi 99. Ayet; Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi elbette topyekün iman ederlerdi. Böyle iken sen mi mü’min olsunlar diye, insanları zorlayacaksın?Hûd Sûresi 6. Ayet; Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a âit olmasın. Her birinin dünyada duracakları yeri de, öldükten sonra emaneten konulacakları yeri de o bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta Levh-i Mahfuz’da yazılı Sûresi 20. Ayet; Onlar yeryüzünde Allah’ı âciz bırakabilecek değillerdir. Onların Allah’tan başka sığınabilecekleri bir yardımcıları da yoktur. Azap onlar için kat kat artırılacaktır. Çünkü onlar gerçekleri işitmeğe tahammül edemiyorlar, hem de Sûresi 85. Ayet; “Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. İnsanların eşyalarını mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.”Hûd Sûresi 116. Ayet; Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler insanları yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler Sûresi 21. Ayet; O’nu satın alan Mısırlı kişi hanımına dedi ki “Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.” İşte böylece biz Yûsuf’u o yere Mısır’a yerleştirdik ve ona rüyadaki olayların yorumunu öğretelim diye böyle yaptık. Allah işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu Sûresi 56. Ayet; Böylece Yûsuf’a, dilediği yerde oturmak üzere ülkede imkan ve iktidar verdik. Biz rahmetimizi istediğimize veririz ve iyi davrananların mükâfatını zayi Sûresi 109. Ayet; Biz senden önce de, memleketler halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?Ra’d Sûresi 4. Ayet; Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; bir kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir kavim için Allah’ın varlığını gösteren deliller Sûresi 17. Ayet; O, gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı ve sel üste çıkan köpüğü aldı götürdü. Süs eşyası veya yararlanılacak bir şey elde etmek için ateşte erittikleri şeylerden de böyle köpük olur. İşte Allah, hak ile batıla böyle misal getirir. Köpüğe gelince sönüp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır. İşte Allah böyle misaller Sûresi 18. Ayet; Rablerinin emrine uyanlar için mükâfâtın en güzeli vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve onun yanında bir katı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!Ra’d Sûresi 25. Ayet; Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri akrabalık bağlarını koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü cehennem de Sûresi 33. Ayet; Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah inkâr edilir mi? Halbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular. De ki “Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz bununla O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?” Hayır inkâr edenlere hileleri güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan saptırıldılar. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek Sûresi 8. Ayet; Mûsâ şöyle dedi “Siz ve yeryüzünde bulunanların hepsi nankörlük etseniz de gerçek şu ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye layık olandır.”Hicr Sûresi 39/40. Ayetler; İblis, “Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım” Sûresi 36. Ayet; Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti, onlardan kimine de kendi iradeleri sebebiyle sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu Sûresi 37. Ayet; Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla Sûresi 95. Ayet; De ki “Eğer yeryüzünde, insanlar yerine, yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir melek peygamber indirirdik.”Kehf Sûresi 7. Ayet; İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesiz biz yeryüzündeki şeyleri ona bir zinet Sûresi 45. Ayet; Onlara dünya hayatının örneğini ver Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz yağmur gibidir ki, onun sebebiyle yeryüzünün bitkileri boy verip birbirine karışırlar. Fakat bütün bu canlılık sonunda rüzgarın savurduğu kuru bir çer çöpe döner. Allah, her şey üzerinde kudret Sûresi 84. Ayet; Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda amacına ulaşabileceği bir yol Sûresi 94. Ayet; Dediler ki “Ey Zülkarneyn! Ye’cüc ve Me’cüc adlı kavimler yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?”Meryem Sûresi 40. Ayet; Şüphesiz yeryüzüne ve onun üzerindekilere biz varis olacağız, biz! Ancak bize Sûresi 53. Ayet; “Rabbim, yeryüzünü size beşik yapan, orada size yollar açan ve size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift Sûresi 31. Ayet; Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik ve varacakları yere yol bulabilsinler diye ondan geçitler yollar meydana Sûresi 5. Ayet; Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz düşünün ki hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan meniden, sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size kudretimizi apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da akıl, temyiz ve kuvvette tam gücünüze ulaşmanız için sizi kemale erdiriyoruz. İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler Sûresi 41. Ayet; Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkan ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin âkıbeti Allah’a Sûresi 63. Ayet; Allah’ın gökten yağmur indirdiği, böylece yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmedin mi? Şüphesiz, Allah çok lütufkârdır, hakkıyla Sûresi 18. Ayet; Biz gökten belli bir ölçüde su indirdik de faydalanmanız için onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz Sûresi 79. Ayet; O, sizi yeryüzünde yaratıp türetendir. Sadece O’nun huzurunda Sûresi 84. Ayet; De ki “Eğer biliyorsanız söyleyin Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?”Mü’minûn Sûresi 112. Ayet; Allah inkarcılara “Yeryüzünde kaç sene kaldınız?” diye Sûresi 55. Ayet; Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta Sûresi 57. Ayet; İnkâr edenlerin Allah’ı yeryüzünde aciz bırakacaklarını sanma! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeridir o!Furkân Sûresi 63. Ayet; Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der geçer Sûresi 7. Ayet; Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler Sûresi 151/152. Ayetler; “Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.”Şuarâ Sûresi 183. Ayet; “İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.”Neml Sûresi 48. Ayet; Şehirde dokuz kişilik bir çete vardı. Bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar ve ıslaha Sûresi 61. Ayet; Yahut yeryüzünü karar kılma yeri yapan, içinde nehirler akıtan, onun için oturaklı dağlar yapan ve iki denizin arasına bir engel koyan mı? Allah ile birlikte başka bir ilah mı var!? Hayır onların çoğu bilmiyor!Neml Sûresi 62. Ayet; Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilah mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz!Neml Sûresi 69. Ayet; De ki “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.”Kasas Sûresi 4. Ayet; Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde ülkesinde büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o Sûresi 5. Ayet; Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler Sûresi 6. Ayet; Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri Sûresi 19. Ayet; Mûsâ, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince adam, “Ey Mûsâ! Dün birini öldürdüğün gibi, beni de öldürmek mi istiyorsun. Sen ancak yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyorsun” Sûresi 39. Ayet; O ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini Sûresi 77. Ayet; “Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez.”Kasas Sûresi 83. Ayet; İşte ahiret yurdu. Biz onu yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara has kılarız. Sonuç, Allah’a karşı gelmekten Sûresi 20. Ayet; De ki “Yeryüzünde dolaşın da Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakın. Sonra Allah aynı şekilde sonraki yaratmayı da yapacaktır. Kıyametten sonra her şeyi tekrar yaratacaktır Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”Ankebût Sûresi 36. Ayet; Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı peygamber olarak gönderdik. Şuayb, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Ahiret gününe ümit besleyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın” Sûresi 39. Ayet; Kârûn’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da helak ettik. Andolsun, Mûsâ kendilerine apaçık mucizeler getirmişti de yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Oysa bizi geçip azabımızdan Sûresi 63. Ayet; Andolsun, eğer onlara, “Gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti?” diye soracak olsan, mutlaka, “Allah” diyeceklerdir. De ki “Hamd Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu akıllarını Sûresi 9. Ayet; Yine onlar, yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler. Yeryüzünü sürüp işlemişler ve orayı kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Allah onlara asla zulmediyor değildi. Fakat onlar kendilerine Sûresi 42. Ayet; De ki “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.” Onların çoğu Allah’a ortak koşan Sûresi 50. Ayet; Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki, o ölüleri de elbette diriltecektir. O her şeye hakkıyla gücü Sûresi 18. Ayet; “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.”Lokmân Sûresi 27. Ayet; Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah’ın sözleri yazmakla yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 39. Ayet; O, sizi yeryüzünde halifeler kılandır. Artık kim inkar ederse inkarı kendi aleyhinedir. İnkarcıların inkarı, Rableri katında ancak uğrayacakları gazabı artırır. İnkarcıların inkarı, ancak ziyanlarını Sûresi 43. Ayet; Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için böyle davranıyorlardı. Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen Allah’ın kanununda hiçbir sapma Sûresi 44. Ayet; Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Oysa onlar kendilerinden daha da kuvvetli idiler. Ne göklerde ne yerde hiçbir şey Allah’ı aciz bırakacak değildir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret Sûresi 26. Ayet; Ona dedik ki “Ey Dâvûd! Gerçekten biz seni yeryüzünde halife yaptık. İnsanlar arasında hak ile hüküm ver. Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah’ın yolundan saptırır. Allah’ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azap vardır.”Sâd Sûresi 27. Ayet; Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası inkar edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkar edenlerin haline!Sâd Sûresi 28. Ayet; Yoksa biz iman edip salih ameller işleyenleri, yeryüzünde fesat çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanları yoldan çıkan arsızlar gibi mi tutacağız?Zümer Sûresi 47. Ayet; Eğer yeryüzünde bulunan her şey tümüyle ve onlarla beraber bir o kadarı da zulmedenlerin olsa, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette onları verirlerdi. Artık, hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına Sûresi 21. Ayet; Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar, kendilerinden daha güçlü ve yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Böyle iken Allah, günahları sebebiyle onları yakaladı. Onları Allah’ın azabından koruyacak hiç kimse Sûresi 26. Ayet; Firavun dedi ki “Bırakın beni Mûsâ’yı öldüreyim. Faydası olacaksa Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından korkuyorum.”Mü’min Sûresi 29. Ayet; “Ey kavmim! Bugün yeryüzüne hâkim kimseler olarak iktidar ve saltanat sizindir. Ama başımıza geldiğinde bizi, Allah’ın azabından kim kurtarır?” Firavun, “Ben size ancak kendi görüşümü bildiriyorum ve sizi ancak doğru yola götürüyorum” Sûresi 64. Ayet; Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!Mü’min Sûresi 75. Ayet; Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizden Sûresi 82. Ayet; Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha çok, daha güçlü ve onların yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Fakat kazanmakta oldukları şeyler onlara bir fayda Sûresi 15. Ayet; Âd kavmi ise yeryüzünde haksız olarak büyüklük taslamış, “Bizden daha güçlü kim var?” demişlerdi. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın onlardan daha güçlü olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi inkâr Sûresi 39. Ayet; Allah’ın varlığının delillerinden biri de şudur Sen yeryüzünü boynu bükük kupkuru görürsün. Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar kabarır. Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. Şüphesiz o, her şeye gücü hakkıyla Sûresi 27. Ayet; Allah kullarına tümüne birden rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarından hakkıyla haberdardır ve onları hakkıyla Sûresi 31. Ayet; Yeryüzünde O’nu âciz bırakamazsınız. Sizin için Allah’tan başka hiçbir dost ve yardımcı yokturŞûrâ Sûresi 42. Ayet; Ceza yolu ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler içindir. İşte onlar için elem dolu bir azap Sûresi 60. Ayet; Eğer dileseydik, içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler Sûresi 5. Ayet; Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın gökten rızık sebebi olarak yağmur indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller Sûresi 20. Ayet; İnkâr edenler ateşe sunuldukları gün, onlara şöyle denir “Dünyadaki hayatınızda güzelliklerinizi bitirdiniz, onların zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı, alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız.”Ahkâf Sûresi 32. Ayet; Kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde Allah’ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah’tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık Sûresi 10. Ayet; Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? Allah, onları yerle bir etmiştir. İnkâr edenlere de bu akıbetin benzerleri Sûresi 22. Ayet; Demek, yüz çevirdiğinizde yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öyle mi?Zâriyât Sûresi 20/21. Ayetler; Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?Hadîd Sûresi 17. Ayet; Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri Sûresi 22. Ayet; Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta Levh-i Mahfuz’da yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre Sûresi 10. Ayet; Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa Sûresi 15. Ayet; O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak Sûresi 24. Ayet; De ki “O, Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak onun huzurunda toplanacaksınız.”Hâkka Sûresi 13/15. Ayetler; Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuşkıyamet kopmuş Sûresi 11/14. Ayetler; Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini Sûresi 26. Ayet; Nûh şöyle dedi “Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!”Cin Sûresi 10. Ayet; “Hakikaten biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü istendi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?”Cin Sûresi 12. Ayet; “Muhakkak ki biz Allah’ı yeryüzünde aciz bırakamayacağımızı, kaçarak da onu aciz bırakamayacağımızı anladık.”Müzzemmil Sûresi 14. Ayet; Yerin ve dağların sarsılacağı ve dağların akıp giden kum yığını olacağı günü kıyameti Sûresi 20. Ayet; Ey Muhammed! Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı yükünüzü hafifletti. Artık Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet Sûresi 25/26. Ayetler; Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan bir yurt yapmadık mı?Nebe Sûresi 6/7. Ayetler; Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?Naziât Sûresi 30. Ayet; Ardından yeri düzenleyip döşedi.
Kuranda hangi ayette kıyamet alametleri?Kur'an'da kıyamet alâmetlerinin nelerden ibaret olduğuna dair bilgi verilmemiş, sadece Ye'cûc ve Me'cûc'ün gelişinden el-Enbiyâ 21/96, dâbbetü'l-arzın çıkışından en-Neml 27/82, göğün insanları saracak bir duman duhân yayacağından ed-Duhân 44/11-12 ve ayın yarılacağından el-Kamer 54/1 günü ne olacak Kuranı Kerim?Meryem Suresi 68. Ayet; " Rabbine andolsun ki onları muhakkak şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş vaziyette hazır tutacağız. " " Bilâkis onlara kıyamet ansızın gelecek ve onları şaşkına kaç ayet?Kıyamet Suresi Arapça سورة القيامة, Kur'an'ın 75. suresidir. Sure 40 ayetten oluşur. Mekke'de Kari'a Suresi'nden sonra indirildiğine inanılan sure, ismini ilk ayette geçen ve ölümden sonra dirilme anlamına gelen "kıyame" kelimesinden günü ne demektir?Kıyamet günü, hesap günü ya da mahşer günü Arapça يَوْمُ الْقِيَامَة; Dünyanın sonunun geleceğine ve tüm insanların mahşerde toplanarak hesap vereceğine inanılan zaman. "Dünya merkezli evren" anlayışında dünyanın sonu, evrenin de sonu olarak tane kıyamet alameti vardir?Hazreti Peygamber; "Şüphesiz on alâmet görülmedikçe kıyamet kopmayacaktır." dedi ve "Deccâl'i, dumanıduhan, Dâbbetü'l-arz'ı, güneşin batıdan doğmasını, İsa yere inmesini, Ye'cûc ve Me'cuc'u, doğuda, batıda ve Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsünü, son olarak da Yemen'den çıkarak insanları …10 büyük alametler nelerdir? Güneş batıdan doğacak. Dabbet'ül Arz ortaya çıkacak. Yecüc ve Mecüc ortaya çıkacak ve dünyada büyük savaşlar yaşanacak. Hz. İsa gökten inecek ve dünyadaki düzensizliğe son verecek. Gökten duman çıkacak ve bu duman dünyanın her yerinden görülebilecek kadar büyük olacak. Deccal ortaya 18, 2021Herkes öldükten sonra ne olacak?Mahşer günü insanlar hesaba çekilecektir. Hesaba çekildikten sonra tam cehennemin üzerinde kurulmuş sırat köprüsünden geçmeye çalışacaklar. Sırat köprüsü kıldan ince olacak. … Günahları sevaplarından daha fazla olan Müslümanlar ise günahlarının bedelini Cehennemde çektikten sonra Cennet'e er ya da geç ulaşacaklardır.
kuranda devlet adamları ile ilgili ayetler