lG29ui. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Metin Özata optimal sağlığa sahip olmanın yollarını açıklıyor. İşte sağlıklı hormonların sırrı ile mutlu yaşam! Besinlerden aldığımız vitamin ve minerallerin vücudumuzdaki işlevlerinden kısaca bahseder misiniz? Vücudumuzun dengede kalabilmesi için yeterli oranda vitamin, mineral, yağ asitleri, basit/kompleks karbonhidratlar, protein gibi diğer besin öğeleriyle birlikte elliden fazla mikro ve makro besin maddesine ihtiyacı vardır. Onlar olmadan birçok yaşamsal faaliyet devam ettirilemez. Vitaminler, vücudumuzda görev yapan ve enzim adı verilen proteinlerin yapısına girerek biyolojik olayların düzenlenmesini sağlar. Vitaminler olmadan vücuttaki birçok faaliyet başlatılamaz ve sürdürülemez. Mineraller de normal metabolizma için gerekli olduğu gibi enzim ve hormonların yapısına girer; bir tampon görevi görerek sıvıların hücre içi ve dışında denge ve hareketini ayarlar. Mineraller kemiklerin mekanik sertliğini sağlarlar. Vücutta binlerce biyokimyasal olayda rol alırlar. Birçok enzim mineraller sayesinde görevini yapabilir. Hormonların çalışması da minerallere bağlıdır. Gıdalar, ilaçlar ve vitaminler mineraller olmadan görev yapamazlar. Vitamin ve mineraller birbirini etkilerler. C vitamini demirin emilimini artırırken bağırsaktan kalsiyum emilimi D vitamini sayesinde gerçekleşir. Mineraller aracılığıyla vücut elektrik üretir ve hücre iletişimi oluşur. Bazı vitaminler, minerallerle etkileşime girerek doğru emilimin gerçekleşmesini sağlar. Örneğin; C vitamini demir emilimini, D vitamini kalsiyum emilimini, B6 vitamini magnezyum emilimi, A vitamini çinko emilimini, E vitamini selenyum emilimini artırır. Sağlıklı beyin fonksiyonları, duygu durum bozuklukları, bağışıklık sistemi zafiyeti, sindirim sistemi hastalıkları, sağlıklı kemik ve kasların inşası, kalp ve böbrek fonksiyonlarının düzenli çalışması, kan değerlerimizin yeterli düzeyde olması gibi daha birçok fizyolojik olay, onların hassas bir dengede olmasına bağlıdır. İlginizi çekebilir C Vitamini İçeren Besinler Bu hassas dengenin bozulması birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Hastalıkları önleme ve tedavisinde, Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme modelinin yanınında vitamin, mineral ve besin destekleri ihtiyacı varsa kullanımı, nasıl kullanılacağı, seçimi, kombinasyonu, dozu, süresi, saklama koşulları büyük önem taşır. Ülkemizde özellikle başta demir, magnezyum, çinko, D vitamini, folik asit ve B12 vitamin eksiklikleri olmak üzere çok yaygın vitamin ve mineral yetmezliği vardır. Bunların en önemli nedenleri arasında, fast food tarzındaki besinler, işlenmiş hazır gıdalar, yetersiz sıvı alımı, beyaz ekmek tüketilmesindeki artış, özellikle yaz aylarında yeterince güneşten istifade edilememesi, aşırı çay ve kahve tüketimi, laktoz intoleransının yaygın olması, bilinçsiz antibiyotik kullanımı, sigara ve benzeri maddelerin içilmesi, alkol kullanımı ve maalesef son yıllarda aldığımız gıdalardaki vitamin ve mineral düzeylerinin gittikçe azalmasıdır. Vitamin yetmezliğinin temel nedenleri arasında yetersiz vitamin alımı, bağırsaktan kötü emilim, ihtiyaca rağmen atılımın artması veya vücutta yıkımının artması bulunur. Bu nedenlerden bir veya birkaçı bir arada olabilir. Vücudumuzda vitamin ve mineral eksikliğinde ne gibi değişimler meydana geliyor? Prof. Dr. Metin Özata Vitamin, mineral eksikliklerinde sağlık sorunları yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Zaman içinde yorgunluk, bitkinlik, halsizlik, tükenmişlik hissi gibi durumların yanı sıra başka şikayetler de görülebilir. Bir sonraki aşamada, çeşitli hastalık belirtileri ortaya çıkar. Vitamin ve mineral eksikliği giderilemeyecek kadar fazlalaşırsa ölümle sonuçlanabilecek ağır klinik tablolar görülür. Gebelik ve emzirme dönemindeki kadınlarda, küçük çocuklarda, yaşlı ve hasta kişilerde, aşırı spor yapan yada efor sarf eden bireylerde vitamin, mineral micro besin olarak adlandırılan maddelerin yetmezliği daha sık görülür. Vitamin ve minerallerin kendine özgü değişik tipte eksiklik belirtileri vardır. Bu nedenle farklı türde hastalıklara sebebiyet verirler. A vitamini yetmezliğinde bağışıklık sistemi, gelişme süreci ve gece görüşü bozulurken; demir minerali eksikliğinde anemi; D vitamini eksikliğinde raşitizm, osteomalazi, osteoporoz, kas ve kemik ağrıları; B vitamini eksikliklerinde değişik tipte anemiler oluşur. Folik asit eksikliğinde megaloblastik anemi; B6 vitamini eksikliğinde mikrositik anemi; B12 vitamini eksikliğinde pernisiyöz anemi ve nörolojik dokularda bozulmuş myelinizasyon nedeniyle hasarlar ortaya çıkmaktadır. Vitamin ve minerallerin çoğu metabolitik olaylarda, koordineli şekilde, birlikte hareket ederler. İlginizi çekebilir B12 Vitamininin Faydaları Hakkında Bilinmesi Gerekenler Örneğin kemik iliğinden kan yapımı için, sadece demir minerali alımı yeterli değildir. Folik asit, B12 ve A vitamini alımı da gereklidir. Diyetle alınan C vitamini demir mineralinin bağırsak emilimini artırarak yorgunluk, huzursuzluk, çarpıntı, saç dökülmesi ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi çeşitlilik arz eden sağlık sorunlarının giderilmesine yardımcı olur. Metabolizmayı hızlandıran ve bağışıklık sistemini güçlendiren besinler hangileridir? Sağlıklı bir bedene sahip olmak için beslenme, egzersiz ve iyi yaşam tercihleri olarak ne öneriyorsunuz? Sağlıklı yiyecekleri tüm yiyecek gruplarından bir araya getirerek ve kalori sınırlarına dikkat ederek sağlıklı beslenme şekilleri oluşturulmalıdır. Yıllar boyunca yapılan araştırmalar, sağlıklı beslenme kalıplarının yüksek tansiyon, kalp hastalığı, diyabet ve bazı kanserlerin riskini azalttığını göstermiştir. Çoğunlukla bitki esaslı olan Akdeniz diyeti gibi diyet kalıplarının kronik hastalıkları azalttığı gösterilmiştir. Son zamanlarda, “yeterli beslenme” terimi yerine yerleşmeye başlayan “optimal beslenme” kavramına göre; genel iyilik halini geliştiren ve bazı hastalıkların gelişim riskini azaltan potansiyel yiyeceklerden oluşan beslenme tarzının yerleşmesi hedeflenmektedir. Bu nedenle fonksiyonel gıdalar öne çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar optimal beslenme, vitamin ve mineral alımı için UNESCO’nun tarihi miras listesine aldığı Akdeniz tipi beslenme veya Akdeniz diyeti yapmanın en sağlıklı seçim olduğunu göstermiştir. Besinleri yani gıdaları çeşitlendirerek daha çok sebze ağırlıklı beslenmeli, balığı daha çok, kırmızı eti daha az tüketmeliyiz. Özellikle kırmızı et koyun veya en iyisi keçi eti olmalıdır. Kuru baklagiller kuru fasulye, nohut, barbunya, mercimek, kinoa, chia, yoğurt, peynir, yumurta çok fazla tüketilen gıdalar arasındadır. Günlük yediğimiz gıdalar, renkleri ve çeşitleri farklı yiyeceklerden seçilmelidir. Böylece yeterli lif, vitamin ve mineral alınması sağlanır. Ayrıca cam şişeden su içmek de önemlidir. Maalesef su içme miktarı toplumumuzda azdır. Günde en az 10 bardak veya ağırlığınızın yüzde 3’ü kadar su içmelisiniz. Su içtikçe daha kolay zayıflamak ve daha sağlıklı olmak mümkün hale gelir. Susuz kalan vücutta hastalıklar çok çabuk gelişir. Su içimini artırmak için yatağınızın yanına, masanıza, çantanıza su koyabilirsiniz. Su içtikçe metabolizma hızlanır ve iştah azalır. Cep telefonunuza alarm kurarak alarm çaldıkça su içmeye çalışın. Güne ılık su içine limon, nane katarak başlayabilir ve gün boyunca 2-2,5 litre su içmeyi amaç haline getirebilirsiniz. Su içeriği fazla olan sebze ve meyveler de su almanıza faydalı olur. Marul, salatalık, domates, ananas, kivi, portakal, greyfurt suyu bol sebze ve meyveler arasındadır. Ne yendiği kadar ne zaman yendiği de önemli. Vücudumuzdaki hormonlar aydınlık ve karanlıkta farklı salgılanır. Karanlık basınca melatonin hormonu ve büyüme hormonu salgısı artar. Bu durumdan metabolizma etkilenir. Melatonin akşam saat 21’den sonra salgılanmaya başlar, gece saat arası en fazla salgılanır ve sabah saat salgılanması azalır. Melatonin bu nedenle gece uyku getirir sabah ise uyanmaya katkıda bulunur. Gece saatlerinde uyumuyorsanız kilo artışının nedeni bu olabilir. Sabah saatlerinde metabolizma hızlı iken akşam yavaşlar. O yüzden akşam yemek yiyenler için de kilo alımı hızlı olur. Buna göre, sabah daha fazla akşam daha az yemek gerekir. Vücut biyolojik ritmine uygun beslenmede yani sirkadiyen ritme uygun beslenmede temel esas gün doğduğunda yemek yemeye başlamak ve akşam olunca yemeği kesmek şeklinde özetlenebilir. Zayıflamak isteyen kişinin olmazsa olmazı yürümek ve hareketli olmaktır. Sadece diyet yaparak kilo verseniz bu bile kalıcı olmaz. Egzersiz vücudunuzu geliştirir, kas yapar ve daha fit görünürsünüz. Ayrıca psikolojinizi iyileştirir ve daha fazla motive olursunuz. Egzersizle kas artınca yağlar daha kolay erir ve insülin direnci kırılır. Böylece kan şekeri kolay harcanır. Kandaki fazla şekeri harcayan kaslar olduğuna göre insülin direnci ve diyabeti ve fazla kiloları önlemenin yolu kasları artırmaktır. Kaslar günlük enerjinin yüzde 20’sini harcar. Kas zayıflığı varsa vücutta yağ artar. Kasları güçlü kişilerin daha uzun yaşadığı ve hastalıkları kolay yendiği saptanmıştır. O yüzden kasları güçlendiren egzersizler önemlidir. Daha önce egzersiz yapmayan bir kişi bu işe yavaş yavaş başlamalıdır. Örneğin, önce günde 15 dakika yürümeyle başlayın. Sonra bunu 30 dakikaya ve 45 dakikaya çıkarın. Hedefiniz her gün on bin adım atmak olmalıdır. Bacak ve kalçadaki yağları eritmek için squat bir çeşit gerinmeli çömelme hareketi hareketini uygulayabilirsiniz. Sprint egzersizi ve göbek yağları için de mekik egzersizi yapabilirsiniz. yapınız. Ayrıca Tibet’in 5 gençlik hareketi ile birlikte farkındalık egzersizleri deneyebilirsiniz. Tüm bunların yanı sıra yoga, meditasyon, Ayurveda öğrenmek faydalıdır. Metabolizmayı hızlandıran faktörler; Kırmızı biber, köri ve baharatlar Şeker düşüklüğünüz ve şeker atakları yoksa yeşil çay, tarçınEgzersiz yapmak Kuşkonmaz, ananas, avokado, kereviz, keten tohumuYoğurtSabah kalkınca yarım saat içinde kahvaltı etmekHer gün en az 8 saat uykuProtein alımıBol suTiroit hastalığının tedavisiDoğru nefes Hangi diyeti uygularsanız uygulayın beslenme davranışında, yaşam tarzı, düşünce ve duygularınızda yani kilo fazlalığına bakış tarzınızda kalıcı değişim yapmadan başarılı olmak zordur. Bunu yapmazsanız kilo alıp vermeler sizde bıkkınlık yapar ve motive olamazsınız. Klinik tecrübelerim; beslenme, yaşam ve davranış tarzında pozitif değişiklik yapanların hızlı ve kalıcı zayıfladığını gösteriyor. Zayıflamayı sadece bir diyet işi olarak görmek başarısızlığın en önemli nedenidir. Yaşam ve davranış tarzınıza yoğunlaşıp yapılan hataları kalıcı olarak değiştirmeniz gerekmektedir. Bu işe inanmak ve kararlı olmak çok önemlidir. İlginizi çekebilir Metabolizmanın Hızlanmasına Yardımcı Olan Sabah Ritüelleri Hormonlarımızı olumsuz yönde etkileyen faktörler nelerdir? Hormonlar stresten, besinlerden ve çevreden etkilenir. Su ve gıdalarla alınan toksik maddeler, hormon gibi davranan kimyasallar, besin yetersizliği, fiziksel ve psikolojik stres ve uykusuzluk, sağlıksız fast food, şekerli gıdalar ve bağırsak mikrop dengesinin bozulması hormon dengesini altüst eder. Bu nedenle hormon hastalıklarında son yıllarda büyük artış vardır. Eskiden nadir gördüğümüz kadınlarda erken menopoz ve erkeklerde erken yaşta testosteron düşüklüğü, sperm azlığı ve hamile kalamama, yani kısırlık artmış durumdadır. Yine kötü beslenme, hareketsizlik ve çevresel toksinlerin etkisiyle düşük şeker düşük tansiyon sendromu, polikistik over hastalığı, Hashimoto hastalığı, insülin direnci, endometriozis, meme fibrokistleri, rahimde myomlar, akne, sperm azalması, erken ergenliğe girme, erkeklerde testosteron azlığı, kanser ve alerjik hastalıklar hızla artmaktadır. Bağırsaklarımızda bulunan sağlıklı bakterilerin sayısının azalması da hormon hastalıklarını tetikleyen önemli bir etkendir. Kötü beslenme, uykusuzluk, gelişigüzel antibiyotik ve ağrı kesici kullanmak bağırsak mikrobiyatası dediğimiz bağırsak bakterilerinin dengesini bozarak başta Hashimoto, polikistik over, insülin direnci ve akne gibi birçok hormon hastalığının ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Hormon dengesini bozan 5 etken Gıda ve suyla alınan toksik kimyasallar,Yanlış beslenme, vitamin ve mineral azlığı,Kronik stres,Bağırsak mikrop dengesinin bozulması,Uykusuzluk, sosyal jet-lag. İlginizi çekebilir Hormon Dengesizliği Nedenleri ve Dengelemek İçin 6 Madde Hormon bozukluğu vücutta hangi sorunlara yol açar? Her hormon bozukluğunun kendine özgü şikâyet, belirti ve bulguları olsa da sık görülen şikayetler aşağıdaki gibidir Boy kısalığı, Şeker hastalığı, Düşük şeker düşük tansiyon, Kilo alma veya ani kilo kaybıTansiyon yüksekliği, Tüylenme, Kemik erimesi, Adet bozukluğu, Böbrek taşı, Ereksiyon problemi, Kolesterol yüksekliği, Depresyon ve sinirlilik, Kansızlık, Yorgunluk ve halsizlik,Uyku bozukluğu,Sıcak basması veya üşüme,Çarpıntı,Cinsel isteksizlik,Bağırsak problemleri,Konsantrasyon problemleri ve unutkanlık,Cilt problemleri,Saç dökülmesi. Milyonlarca kadın, yaşla birlikte azalan hormonlar yüzünden yorgunluk, uykusuzluk, kilo alma, gece terlemeleri, sıcak basmaları ve diğer birçok şikâyetle birlikte yaşar. Aynı şekilde menopoz öncesi ve menopoz sonrası aşırı hormon dalgalanmaları bu sıkıntıları artırır. Bu kadınların çoğu da biyo-identikal, yani biyoözdeş doğal östrojen ve progesteron ile tedavi olamaz. Bunun yerine sentetik, vücuda yabancı, doğal olmayan östrojen ve progestinler ile tedavi olurlar. Avustralya’da olduğu gibi bir an önce doğal östrojen ve doğal progesteron tedavisine geçme zamanı gelmiş ve geçmektedir. Erkeklerde 40 yaşında başlayan testosteron düşüklüğü 50’li yaşlarda giderek artmaya başlar ve kadınlardaki kadar şiddetli olmasa da hayat kalitesini düşürür. Erişkin erkeklerde düşük testosteron salgın halindedir. Bununla birlikte düşük testosteronlu erişkin erkeklerin sadece yüzde 5’i testosteron tedavisi görmektedir. Bir erkeğin 70 yaşındaki testosteron seviyesi ise 20 yaşlarına göre neredeyse yarı yarıya düşüktür. Halsiz, cansız, enerjisi düşük, sinirli, konsantre olamayan, göbekli erkeklerin çoğunda testosteron düşüklüğü vardır. Testosteron tedavisinin de prostat kanseri yapmadığı son çalışmalarla ortaya konmuştur. Kadın ve erkeklerin yaşamında belirli yaşlarda ortaya çıkan hormon değişiklikleri kilo alma, duygu durumunda dalgalanmalar ve depresyona neden olur. Adet öncesi oluşan sıkıntılarpremenstrual sendrom, ergenliğe girme dönemi, perimenopoz ve menopoz bu sıkıntıların tavan yaptığı dönemlerdir. Hormon bozukluklarının hızla artmasının başlıca nedenleri nedir? Kötü beslenme, az su içme, uykusuzluk, hareketsizlik, hormon bozucu toksik maddeler, gıda alerjisi, pestisitler, kronik stres ve buna bağlı hipotalanus-hipofiz-salgı bezi akslarının bozulması, sirkadiyen ritimbiyolojik saat bozulması, elektromanyetik alanlar, cep telefonları, suni ışık, tünel kalıp sistemiyle yapılmış binalar, floresan lambalar, vitamin-mineral azlığı, bağışıklık sistem bozukluğu otoimmünite ve bağırsaklarda bulunan faydalı bakterilerin azalmasıdır. Bu bozukluklara yönelik yapılacak yaşam tarzı ve beslenme değişiklikleri optimum hormon dengesi ve sağlıklı yaşam için önemlidir. Hormon bozuklukları ile mücadele etmenin yöntemleri nedir? Hormon bozuklukları ile mücadele etmek için sağlıklı beslenmek Akdeniz diyetini öneriyoruz, spor yapmak, erken yatıp erken kalkmak, suni ışıktan uzak durmak, toksik ve kimyasal maddelerden uzaklaşmak, temiz ve yeterli su içmek, bağırsak sağlığına dikkat etmek probiyotikli gıdaları çok tüketmek, çay ve kahveyi az içmek, alkol ve sigaradan uzak kalmak, işlenmiş hazır gıdalar yerine doğal sebze ve meyve daha çok yemek büyük önem taşır.
Bir insanın sağlıklı yaşayabilmesi için birçok faktör vardır. Çevre koşulları, genetik, yaşam standartları ve beslenme gibi. Ama bunlardan en önemlisi beslenmedir. 2017 de yapılan bir araştırmaya göre sağlıklı, zinde, mutlu ve uzun yaşamın en büyük bileşeni sağlıklı beslenmedir. Bu programda sağlıklı beslenmenin püf noktalarını ve koçluk ilkelerinin öğrenek koçluk Faruk KORKMAZDiyetisyenÖrnek sertifikalar ÜNİVERSİTE ONAYLI E-DEVLET'TE GÖRÜNÜR SERTİFİKA MERHABA!Bir insanın sağlıklı yaşayabilmesi için birçok faktör vardır. Çevre koşulları, genetik, yaşam standartları ve beslenme gibi. Ama bunlardan en önemlisi beslenmedir. 2017 de yapılan bir araştırmaya göre sağlıklı, zinde, mutlu ve uzun yaşamın en büyük bileşeni sağlıklı beslenmedir. Bu programda sağlıklı beslenmenin püf noktalarını ve koçluk ilkelerinin öğrenek koçluk beslenme nedir, beslenmenin önemi, besin öğeleri nelerdir, makro ve mikro besinler, karbonhidrat proteinler yağlar mineral ve vitaminleri hangi besinde hangi besin öğelerinin olduğun ne yoğunlukla bulunduğunu vücut tarafından emilimini yetişkin bireylerin besin öğelerine ihtiyaçlarını da besin gruplarını kullanarak dengeli bir beslenme programı nasıl yapılır nelere dikkat etmemiz gerektiği hakkında da bilgi sahibi olacaksınızVe hangi besinden hangi besin öğeleri alabileceğinizi besinlerde bu öğeler ne yoğunlukla bulunduğunu bunların emilimi vücut tarafından kullanımı ve yetişkin bir insanın ortalama olarak ihtiyaçlarını ise bu eğitimde daha çok sağlıklı yetişkin bir bireyin nasıl beslenebileceğini ve ne gibi şeylere dikkat etmesi gerektiğini öğreneceğiz. Besin gruplarını dengeli şekilde nasıl kullanabiliriz kaç kalori almamız gerekiyor ne kadar protein yağ karbonhidrat almamız gerekiyor sağlıklı bir öğün nasıl hazırlanır konuları üzerinde dileğiyle…Ömer Faruk KORKMAZDiyetisyenPier Akademi dijital etkileşimli asenkron dersler, yüz yüze dersler ve canlı derslerle size eşsiz bir öğrenme deneyimi saatlik eğitim süresi boyunca etkileşimli ders videoları yanı sıra; eğitmenlerle görüşebileceğiniz interaktif dersler, eğitim programını kapsayan ödevler, staj destekli projeler ve yüz yüze süpervizyon eğitimleri ile dolu dolu bir öğrenme deneyimi!Eğitim programımız uzaktan eğitim internet üzerinden olup Türkiye’nin her yerinden katılım mühendisleri,Doktorlar,Ebeler,Psikologlar,Psikolojik danışmanlar,Hemşireler,Ebeler,Sosyal hizmet uzmanları,Çocuk gelişim uzmanları,Aile danışmanları,Sağlıklı Beslenme Koçluğunu meslek edinmek isteyen kişilerBeslenme düzeni sağlayarak yaşamanı daha sağlıklı, hayatını daha verimli ve keyifli yaşamak isteyen herkes bu eğitimi Koçluğu Eğitimi Sertifika Programına katılan kursiyerler eğitimlerini tamamladıklarında beslenme koçluğu eğitimi sertifikasına hak kazanırlar ve mesleki yeterliliğe sahip olarak,Özel Spor Merkezlerinde,Diyet Merkezlerinde,Koçluk Merkezlerinde,Özel Hastanelerde,Sağlık kabinlerinde,Özel Okullarda,Sağlıklı beslenme ile ilgili faaliyet gösteren merkezlerde beslenme koçu olarak Koçluğu mesleğinde kariyer planlayan bireyler sitemizden eğitimimize hemen İlkeleriBesin ÖğeleriBesin GruplarıEnerji İhtiyacı Ve Enerji HesaplamalarıMetabolizma, Enzimler,HormonlarÖğün PlanlamaMenü PlanlamaBeslenme ModelleriYaş Gruplarına Göre BeslenmeÖzel Durumlarda Ve Hastalıklarda BeslenmeBeslenme BozukluklarıSağlıklı Beslenme Ve Fiziksel AktiviteBeslenme Koçluğu NedirBeslenme Koçunun SınırlılıklarıKimlere Beslenme Koçluğu YapılırBeslenme Koçunun Ve Birlikte Çalışabileceği Diğer MesleklerÖrnek Koçluk VideolarUygulamalı Beslenme Koçluğu ÖrnekleriVaka Örnekleri Üzerinden Beslenme KoçluğuÖmer Faruk KORKMAZDiyetisyenMedipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden 2014 yılında Diyetisyen olarak mezun hayatım boyunca İETT, Medipol Mega Hastanesi ve Medipol Koşuyolu Hastanesinde yetişkinlere ve çocuklara diyetisyenlik hizmeti verdim. Doğa Koleji ve Enka Okulları’nda kurum diyetisyenliği yaptım. Son olarak Enka Spor Okulları’nda atletizm, yüzme ve tenis branşları üzerine sporcu diyetisyenliği yaparak stajımı bitirdim.Bitirme tezimi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı İstanbul’daki 3 huzurevinde ve 71 yaşlı birey üzerinde beslenme durumlarının saplanması üzerine iş deneyimim ise Farmatek firmasında sporcu beslenmesi ve besin takviyeleri üzerine 6 aylık bir çalışma İzmir’de Yaşam Tıp Merkezi adı altında poliklinik diyetisyeni olarak görev yapmaya başladım. İzmir Menemen’de 1 yıllık poliklinik hizmetim boyunca 700 den fazla kişiye danışmanlık yaparak İzmir bölgesinde toplamda kg dan fazla kilo düşüşü Prof. Dr. Serdar Kaçar ile birlikte obezite cerrahisi ve beslenmesi üzerine 5 yıl boyunca birlikte süreç boyunca tüm mide ameliyat, mide botoksu, gastrik bypass gibi cerrahi işlemler olan hastalara danışmanlık yaptım. Ayrıca özel olarak dışarıdan danışan da kabul ettim. Bu süreçte 10 dan fazla bu alanda çalışacak diyetisyen yetiştirdim. Ve binlerce kilo kaybı yılında ise kendi ofisimi açtım. Şu an İzmir Bayraklı’da kendi ofisimde özel danışmanlık vermeye devam hayatı dışında yüzme, fitness, boks, doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık yapıyorum. Yemek yapmayı ve gülümsemeyi Beslenme Koçluğu EğitimiSize Neler Sunmaktadır? 100 Saat 17 Modül Canlı Yayınlar Yüz Yüze Süpervizyon Çevrimiçi Videolar Staj Destekleri Etkileşimli Dersler Online SınavKursiyerlerimize yapılan kalite değerlendirme görüşmelerinde, memnuniyet ortalamamızın olduğunu biliyor muydunuz?Sık Sorulan SorularEğitimlerimiz etkileşimli ders videolarınızın yanı sıra; eğitmenlerle görüşebileceğiniz interaktif dersler, eğitim programını kapsayan ödevler, staj destekli projeler ve yüz yüze süpervizyon eğitimleri ile dolu dolu bir öğrenme deneyimi ! Dilediğiniz zaman derslerinizi izleyebilir, kaçırdığınız canlı derslerinizin tekrarlarına öğrenci panelinizden eğitimi tamamladığınızda sertifikanız adresinize ıslak imzalı ve basılı olarak kargo ile gönderilmektedir ve belge size ulaşır ulaşmaz e devletinizden her 2 haftada bir sizlere canlı dersler açıyor böylece sormak istediğiniz soruları rahatlıkla sorabilir ve eğitmeniniz ve sınıf arkadaşlarınızla birlikte interaktif bir eğitim sürecinden online, çoktan seçmeli ve teorik sınavlar olarak yapılıyor ve evet olur da başarısız olursak sınavlara 3 defa katılma hakkınız derslerimiz siz öğrencilerimiz gün içerisinde müsait olamayabilirsiniz diye akşam saatlerinde yapılıyor, eğer saatinde katılamazsanız sisteminize kaydediliyor sonradan izleyebilirsiniz. Ayrıca kaçırdığınız dersin telafisini ücretsiz olarak eğitim danışmanlarından talep sınavınızı başarı ile tamamladıktan 15 gün sonra sertifikalarınız adresinize kargo ile panellerinizi talep ettiğiniz müddetçe ücretsiz olarak uzatabilirsiniz böylece her istediğinizde ders videolarınıza öğrencimiz için eğitmenlerimiz dışında alanında profesyonel Uzman Eğitim Danışmanlarımız bulunuyor, böylece eğitimde kendinizi asla yalnız konusunda peşin ödeme, kredi kartı ile ödeme, taksitli ödeme gibi seçeneklerimiz bulunuyor. Bütçenize en uygun ödeme planı ne ise sizlere o şekilde yardımcı tamamlayan öğrencilerimiz dilerlerse CV lerini Via Akademi CV bankasına yükleyebilir böylece işverenler internet sitemizden mezun öğrencilerimize ulaşabilirler. Ayrıca bazı eğitimlerimizde eğitimini başarı ile tamamlayan öğrencilerimize staj imkanları da ve AkreditasyonlarTüm ilgi alanlarınızı keşfedinSanat Terapi EğitimiSertifikalı Online EğitimŞeker Hamuru Modelleme EğitimiSertifikalı Online EğitimAile Danışmanlığı EğitimiSertifikalı Online Eğitim
“Sağlıklı yaşam” konulu bir metin yazınız. Türkçe Sevgili arkadaşlar şimdi sizlere sağlıklı yaşam konulu bir metin yazdık onu sunacağız. Bir insanın sağlıklı yaşaması için yediğine içtiğine dikkat etmesi, dengeli ve düzenli beslenmesi sadece bunlar bir kişinin sağlıklı yaşaması için yeterli değildir. Spor yapmalıdır, uyku saatlerine dikkat etmelidir, her gün kesinlikle kahvaltı yapmalıdır, dışarıdan eve geldiği zaman elini ayağını yıkaması gereklidir. Yemekten sonra dişlerini fırçalaması sağlıklı yaşam için olmazsa olmaz bir konudur. Haftada en az bir defa banyo yapması gerekir. Temizliğe de oldukça önem vermelidir, çünkü sağlıklı yaşam istiyorsak temizliği ihmal etmememiz gerekir. Bağımlılık yapan sigara gibi insan sağlığına zarar veren maddelerden uzak durmak lazımdır. Kısaca sağlıklı bir yaşam istiyorsak bütün bu saydığım konulara dikkat etmemiz gerekir.
Bitki ve meyve çaylarının özellikle kış mevsiminin olumsuz etkilerinden korunmayı desteklediğini ve aynı zamanda tüketicilerin yaşam kalitelerini artırmaya yardımcı olduğunu belirten MÜMSAD Başkanı Metin Yurdagül, bunların nerelerden toplandığı ve hangi analizlerden geçirildiğinin sağlıklı beslenme açısından önemine dikkat çekerek, tüketicilere ambalajına güvenilen firmaların poşetli bitki ve meyve çaylarını tavsiye etti. Kış ayları yaklaşırken, vücudumuzu mevsim değişimine hazırlamanın en önemli yardımcılarından bitki ve meyve çaylarına olan ilgi de artıyor. Sağlıklı yaşam bilincinin yaygınlaşmasıyla tüketicilerin vazgeçilmez lezzetleri arasında giren bitki ve meyve çayları, kış aylarında hastalıkların ve rahatsızlıkların belirtilerini azaltan en önemli yardımcılardan biri olarak dikkat çekiyor. Sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme trendlerine bağlı olarak bitki ve meyve çayı tüketiminin son yıllarda arttığını vurgulayan Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği MÜMSAD Başkanı Metin Yurdagül, Türkiye’de poşetli bitki ve meyve çayları kategorisi pazar payının her geçen yıl daha da büyüdüğünü, tüketicilerin sağlıklı yaşam bilinci ve yeni lezzetler keşfetmek gibi motivasyonlarla bu ürünleri tercih ettiğini söyledi. Yurdagül, “Türkiye’de poşetli bitki ve meyve çayı pazarı yıllık ton ya da başka bir ifade ile 45 milyon kutu veya 900 milyon poşet büyüklüğüne ulaşmıştır. Pazar son 4 yıldır hızlı bir şekilde büyümektedir. 2014 yılının ilk 6 ayında dört yıl öncesine göre %30 büyümüştür.” bilgisini verdi. Tüketicilere sağlıklı beslenme açısından poşetli bitki ve meyve çaylarını tavsiye ettiğini belirten Yurdagül, şöyle devam etti “Açıkta satılan bitkilerin kontrollü bir üretim standardı yoktur. Bu konuda bilgisi olmayan kişilerce uygun olmayan çevrelerden toplanmış olabilirler. Herhangi bir analizden geçirilmeden satışa sunulurlar. Oysa çay formatına getirilen bitkilerin sağlıklı özelliklerinden faydalanabilmek için üretim ve ambalaj koşullarının kalite güvence sistemlerine uygun olması gereklidir. Ürünlerin Türk Gıda Kodeksi’ne uygun olarak, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerden geçmesi büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle MÜMSAD olarak, el değmeden hijyenlik koşullarda üretimi ve ambalajlaması yapılan, bilinen firmaların poşetli bitki ve meyve çaylarını tavsiye ediyoruz.” Tüketicilerin yaşam kalitelerini artırmak için doğal ürünlere yönelmeye başladığını, bu talep doğrultusunda sektörde fonksiyonel etkili ve lezzetli ürünlerin sayısının arttığını kaydeden MÜMSAD Başkanı Yurdagül, tüketicilere ihtiyaçlarına göre bitki ve meyve çayı önerilerinde de bulundu. Mevsim geçişlerinde ve özellikle kışın olumsuz etkilerinden korunmayı destekleyerek bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olan poşetli “ıhlamur”, “adaçayı”, “zencefil”, “limon” ve “ekinezya” çaylarını öneren Yurdagül, kilo kontrolüne destek amacıyla en doğru bitkilerin en doğru miktarda özenle bir araya getirildiği karışık bitki çaylarından destek alınabileceğini vurguladı. Yurdagül, dengeli bir yaşam sürdürerek yaşam kalitesi ve verimliliğini artırmak isteyenlere ise antioksidan içerikli yeşil çay, beyaz çay ve rooibos içeren ürünleri tavsiye etti.
sağlıklı beslenme ile ilgili metin